Eğitimcinin Koro Rehberi: Belki de kendinize meydan okuma zamanı gelmiştir.

by Burcu Aybat

Yaptığınız işi uzun zamandır yapıyorsanız, bir mesele üzerinde 10 bin saattir konuşuyorsanız ya da geriye dönüp baktığınızda yazdığınız, ürettiğiniz ve düşündüğünüz hep aynı kapıya çıkıyorsa işte orada rahatlık çemberinizde sıkışıp kalmışsınız demektir. Tam da o anda, kendinize meydan okuma zamanı gelmiştir.

Kendime “müzik” ile meydan okuyacağım aklıma gelir miydi? Hıh… Müziğin icra edildiği bir ailede büyüdüğüm için müzik, saflık, çocukluk, aile, dostluk, mutluluk, umut, kahkaha, coşku ve daha fazlası demekti bana göre. Müzik zorluklardan ve çaresizlikten bir kaçış anıydı, hayatın bir yere varamayan döngüsünden uzaklaşmaktı, zamansız olmaktı.

Bazen cesaretiniz sizi hiç tahmin edemeyeceğiniz yollara sürüklüyor. Kendimi koro seçmelerinde bulduğum an şaşkınlık, bilinmezliğe dair korku ama bir o kadar da kuvvetli bir heyecan içindeydim. Daha sonrasında, bu deneyimin uzun zaman sonra “eğitimci” kimliğim dışına çıkacağım ve kendi bakış açımı genişleteceğim bir fırsat olduğunu anlayacaktım.

İstekli olmak bazen açılması mümkün olmayan bir kapıyı aralayabilir. Ben o aralıktan içeri sızdım. Magma Performans korosunda yer alacağım, bundan bir ay önce bana söylense belki de inanmazdım. Biraz başarmanın verdiği sarhoşluk biraz da cahillere özgü o cesaretle ilk provada yerimi aldım. Kısa sürede yaşadıklarımdan aldığım dersler beklentimin çok ötesindeydi. Beni bir eğitimci ve lider olarak evirdi, dönüştürdü diyebilirim. 

Her yeni yolculuk size yeni öğretiler getirir. Benim yolculuğum henüz yeni başladı ancak çok çarpıcı çıktılar zihnimde dans ediyor. Belki de en sevdiğim özelliğim bu. Her deneyim üzerinde yansıtıcı düşünür ve öğretileri başka bir alana transfer etmeye çalışırım. Bu tamamen istemsiz bir davranış olsa da benim için, hayatıma yön veren bir özellik olsa gerek. Şimdi de koroyu bir “okul topluluğu”na benzetmeye başladım istemeden. Ortak yönlerini buldum. Bu deneyimi dikkate alarak okulu, öğretmenlerini, çalışanlarını ve ekosistemini yeniden düşündüm. Neydi koroda beni bu kadar etkileyen öğretiler? Neydi okulların ilham alması gerekenler?

Bir olmak, bütün olmak. Bir koroda birlik ve beraberlik çok önemli. Oluşturulan ahenk ve uyum, koro üyelerinin birbirlerine destek olmasını, eksik yönlerini birbirlerinin kapatmasını ve iyileştirmesini ve performanslarının gün geçtikçe daha iyi olmasını sağlıyor. “Birbirimizin güçlü ve gelişmesi gereken yönlerini kucaklamalıyız.” deniyor sıklıkla.

Bir koro en zayıf halkası kadar iyidir. Bir koroda tüm üyeler koronun tamamına karşı sorumlu olduğu gibi diğer üyelerden de sorumlu. Çünkü bir koronun standardını en zayıf halka belirliyor. O en zayıf halkanın motivasyonu ise daha iyi olmak ve koronun standardını yukarıya taşımak. Ve bunu yalnız yapmak zorunda değil.

Söylemeden önce dinle. Bir koroda yer alıyorsanız konsantrasyon ve dikkat, ahenk ve uyum için şart. Koro üyeleri sessizliği yönetebiliyor, en zor anlarda konsantrasyonunu sağlayabiliyor, diğerlerini dikkatle dinliyor, odaklanabiliyor. Koro üyeleri biliyor ki en ufak bir uyumsuzluk ya da hatada baştan başlamak işten değil. Dolayısıyla önce iyi dinlemek, anlamak sonra söylemek gerekiyor.

Zaman değerli. Bir koroda çalışmalar tam zamanında başlıyor ve bitiyor. Çalışma seansları başlamadan en geç 15 dakika önce mekanda olmak önem arz ediyor. Bu disiplinli çalışma düzeni, koronun performansını da olumlu yönde etkiliyor.

Hazır değilsen başlayamazsın. Bir koronun, performansına başlamadan önce aynı bir sporcu gibi ısınması gerekiyor. Ekip içinde kurulan bağı destekleyen oyunlar, hareket ile nefesi düzenleme, duruş pozisyonunu ayarlama, ses açma egzersizleri koro hazırlıklarının temelini oluşturuyor. Bu hazır oluş hali, konsantrasyon ve odaklanmayı da beraberinde getiriyor. 

Çalış senin de iyi bir performansın olsun. Bir koronun etkin bir üyesi olabilmek için seçilen şarkıları öncesinde ses grubunuza uygun olarak çalışmanız, müzik repertuarına hakim olmanız ve mümkünse nota ve solfej bilgisine sahip olmanız çok önemli. Hatta mümkünse kendi ses grubunuza uygun bir şekilde seçilen şarkıyı söyleyerek video formatında kaydetmeniz ve kaydınızı dinlemeniz bekleniyor. Bu kayıtları şef ile paylaşarak geri bildirim alabiliyor ve böylece bireyselde kendinizi geliştirme fırsatı yakalıyorsunuz.

Parçala-böl ve söyle. Bir şarkıyı çalışırken bölüm bölüm çalışmak ve mükemmelleştirmek gerekiyor. Bütünü en sonunda görebiliyorsunuz. Amaç şarkının hepsini bir şekilde söylemek değil, söylenilen bölümleri en uyumlu ve en doğru şekilde söylemek.

Ekip, bireyin önündedir. Koroda ekip olarak başarmak önemli. Hiçkimse ön planda olamaz. Hiyerarşi yoktur, daha yetenekli ya da sesi daha güzel diye bir ayrışma yoktur. Herkes uyumla ve ahenkle hareket eder. Sınıflama sadece ses grubuna göre yapılır. Soprano, alto, tenor, bas… Herkesin bir rolü vardır. Herkes söyleyeceği ve susacağı zamanı bilir. Kısacası, herkes eşit ve bütünün önemli, vazgeçilmez bir parçasıdır.

Eğlenmeyi unutma. Koro üyeleri arasında çok özel bir bağ olduğunu görürsünüz. Ortak bir amaca yönelik, yeteneklere göre seçilmiş olmak ve ekibin bir parçası olmak sosyal etkileşimi artırır. Yeni insanlarla tanışmak ve yeni bir yolculuğa çıkmak herkes için heyecan verici elbette. Koro üyeleri bu süreçten saf bir keyif alırlar.

Öğretmen 2.0 kitabımda şu cümleyi yazdığımı hatırlıyorum: “Bir öğrenme yolculuğuna çıkmak için belki de en iyi yaptığınız şeyleri bırakmak gerek.” Bazen bazı şeyleri kendinize söylemek yapmaktan da zor, değil mi? Ben yaptığım iyi şeyleri tamamen bırakmadım belki de ama bu iyi şeyleri yapmaya ayırdığım zamanı ve enerjiyi yeni bir yolculuk için harcıyorum. Bilinmez ve meşakkatli bir yol olduğunu görmekle birlikte bana kazandırdığı yeni perspektifi ve kimliği kucaklamaya hazırım. Kim bilir, belki sizin de kendinize meydan okuma zamanı gelmiştir.

You may also like

Leave a Comment