Müdür Olmak Üzerine

by Burcu Aybat

Bugün kızımla birlikte sıcaktan bunalmış bir şekilde yolda yürüyorduk. Bir an yanımızda küçük bir kız belirdi. Bizimle bir süre yürümeye başladı. Bize merhaba dedikten sonra kızımın şapkasına övgüler yağdırdı. Bir süre sessizce yan yana yürüdük. Kızıma dayanamayıp “Sen okula gidiyor musun?” diye sordu. Kızım da “Bu sene 1. sınıfa gideceğim.” dedi. 

  • Hangi okula gidiyorsun? Ben Uzunyusuf’a gidiyorum.
  • Ben bu sene İELEV’e gideceğim. Annemin okuluna.
  • Ben o okulu duymadım. Annen öğretmen mi?
  • Evet öğretmen.
  • Ne öğretmenisin abla? 1. sınıf mı, 2. sınıf mı, 3. sınıf mı, 4. sınıf mı?

Bir an duraksadım. Hay allah ne desem? Yalan söyleyemedim. “Ben müdürüm.” dediğim an işler daha da karıştı.

  • Müdür mü? Sen hiç müdüre benzemiyorsun ama abla.
  • Gerçekten mi? Müdürler peki nasıl olur?
  • Müdürler erkek olur.

Hay bin kunduz. Şimdi ne diyecektim? Feminist duygularım kabardı ve dayanamadım…

  • Müdürler erkek de olur kadın da. Belki sen de bir gün olursun. 

Kız duraksadı. Yine sessizce yürümeye devam ettik. Bu yol ne kadar uzun dedim kendi kendime. Bu kız neden bizi takip ediyordu? Hala evine gelmemiş miydi? Kız kendi içinde bir çelişkiyle mücadele ediyordu ve bir an bu iç sesinden sıyrıldı. Öne atıldı.

  • Abla sen gerçekten hiç müdüre benzemiyorsun. Öğretmene benziyorsun ama müdüre benzemiyorsun. 

Bu cümle beni daha da kışkırttı. Elbette. Her müdür bir öğretmendir aslında diyemedim. Sustum. Sıcak daha da bastırdı sanki. Kızım ve ben yalpalayarak sokaklardan sırayla geçiyorduk. Birkaç dakika sonra henüz 3. sınıfa geçen bu kız bana tekrar bir soru yöneltti ki vücuduma paralize eden sıcaklık buz gibi bir soğukluğa dönüverdi.

  • Abla sen öğrencilerine ceza veriyor musun?
  • Hayır vermiyorum. (Gerçekten de hiç vermedim. Öğretmenken bile…)
  • Ceza vermeyen müdür mü olur?
  • Olur tabi… (içim cız etti)

Bu kısa ama uzun yayan yolculuk boyunca bu mink kızın okulu ne kadar sevdiğini, yazın hemen bitmesini istediğini, biran önce okula dönmek istediğini defalarca söylemesine rağmen, “müdür” rolünü  “erkek”, “ulaşılmaz”, “cezalandırıcı”, “kimseye benzemeyen” bir profil olarak tarif ettiğine şahit oldum. Gerçekten öyle miydi? Gerçekten çocuklarımız okullarımızı yöneten liderlere bu şekilde mi bakıyordu? 

You may also like

Leave a Comment