Geçtiğimiz yüzyıl, öğrenme ve öğretme yaklaşımlarının bolca tartışıldığı, proje tabanlı öğrenmeden ters yüz öğrenmeye, iş birliği ile öğrenmeden bireyselleştirilmiş öğrenmeye kadar pek çok farklı eğitim yaklaşımının hayatımıza girdiği bir dönem oldu. Pandemi döneminde uzaktan ve hibrit eğitimi deneyimleyen eğitimciler olarak artık keşfedilecek ne kaldı ki dedik. Ancak hayatımıza her geçen gün yeni bir teknoloji girdi ve öğrenmeye bakış açımız evrilmeye devam etti. Chat GPT tam da o teknolojilerden biri işte. Chat GPT, OpenAI tarafından geliştirilen GPT (Generative Pre-training Transformer) dil işleme modelinin bir çeşidi. Sohbet için özel olarak tasarlanan ve insan benzeri metinler üreten bir teknoloji. Kaçınılmaz olarak Chat GPT ile ilk söyleşim eğitim, pedagoji, öğretmen ve okul üzerine oldu.
Chat GPT’nin kendisine sordum, eğitimi nasıl etkileyeceğini. Bana hiç zorlanmadan saniyeler içinde uzun bir cevap yazdı. Kendisinden yazdıklarını özetlemesini istedim. Özet ise şuydu:
“Chat GPT, sohbet uygulamaları için tasarlanmış GPT dil işleme modelinin bir çeşididir. Chat GPT’nin eğitim sistemini doğrudan nasıl değiştirebileceği net olmasa da, potansiyel olarak eğitim teknolojisini ve kişiselleştirilmiş öğrenimi iyileştirmek için kullanılabilir. Örneğin, Chat GPT tarafından desteklenen bir sohbet robotu, kişiselleştirilmiş eğitim sağlamak veya öğrencilerin sorularını yanıtlamak için kullanılabilir. Dil işleme modelleri, eğitim materyallerini analiz etmek ve otomatik olarak çalışma kılavuzları veya uygulama problemleri oluşturmak için de kullanılabilir. Bununla birlikte, eğitimde dil işleme modellerinin kullanımı hala gelişmekte olan bir alandır ve bunların nasıl kullanılacağı ve eğitim sistemi üzerinde ne gibi bir etkisi olacağı henüz görülmemektedir.”
Kendisine yöneltilen bütün soruları özgün olarak cevaplayabilecek bir süper bilgisayar ile sohbet edebilmeyi belki de izlediğimiz pek çok distopik kurgulara sahip filmlerde gördük ama bunun karşınızda olması inanın heyecan verici. Aynı zamanda da merak uyandırıcı. Hızımı alamadım, Chat GPT’ye başka bir soru sordum: Sence pedagojiyi değiştirecek misin? Yine benzer bir cevapla karşılık verdi. Kendisinin ya da diğer teknolojik gelişmelerin pedagojiyi veya öğrencilere öğretmek ve eğitmek için kullanılan yöntem ve stratejileri nasıl değiştireceğini tam olarak tahmin etmenin zor olduğunu yazdı. Ancak eğitimin sunulma şeklini geliştirmek ve iyileştirmek için kullanılmasının mümkün olduğunu belirtti.
“Örneğin, Chat GPT tarafından desteklenen bir sohbet robotu, kişiselleştirilmiş eğitim sağlamak veya öğrencilerin sorularını yanıtlamak için kullanılabilir ve bu da öğrencilerin daha etkili bir şekilde öğrenmesine yardımcı olabilir. Dil işleme modelleri, eğitim materyallerini analiz etmek ve otomatik olarak çalışma kılavuzları veya uygulama problemleri oluşturmak için de kullanılabilir; bu, öğretmenlerin zamandan tasarruf etmesine ve öğrencileri için öğrenme deneyimlerini özelleştirmesine yardımcı olabilir.”
Tüm bu örnekleri sıraladıktan sonra son cümlesi beni bir sonraki soruma götürdü. Teknolojinin pedagojiyi etkileyebilecek faktörlerden yalnızca biri olduğunu ve yeni araç ve teknikleri öğretim uygulamalarına nasıl dahil edeceklerini belirlemenin nihai olarak eğitimcilere bağlı olacağını belirtmişti. Ben de bu kez şöyle sordum kendisine: Sence, senin nasıl çalıştığını bilmek durumunda mı öğretmenler? Net bir şekilde “gerekli değil” dedi. Ancak, öğretmenlerin dil işleme modellerinin nasıl çalıştığı ve eğitimde nasıl kullanılabileceği konusunda genel bir anlayışa sahip olmasının yararlı olabileceğini söyledi. Bunun, öğretmenlerin Chat GPT ve diğer dil işleme araçlarının yeteneklerini ve sınırlamalarını daha iyi anlamalarına ve bunları öğretim uygulamalarına nasıl dahil edecekleri konusunda bilinçli kararlar almalarına yardımcı olabileceğini ekledi.
Son olarak Chat GPT’ye “Öğretmenler seni okullarda öğrenme ve öğretme için nasıl kullanabilirler?” diye sordum. Öğretmenlerin okullarda öğretmek ve öğrenmek için Chat GPT’yi kullanabilecekleri birçok potansiyel yol olduğunu söyledi. İşte önerileri:
1. Kişiselleştirilmiş eğitim: Öğrencilere kişiselleştirilmiş eğitim sağlamak için Chat GPT tarafından desteklenen bir sohbet robotu kullanılabilir. Chatbot, öğrencilerin sorularını yanıtlayabilir ve kavramları daha iyi anlamalarına yardımcı olacak açıklamalar ve örnekler sağlayabilir.
2. Soru yanıtlama: Chat GPT, öğrencilerin belirli bir konu veya konu hakkındaki sorularını yanıtlayabilen bir sohbet robotu oluşturmak için kullanılabilir. Bu, özellikle belirli kavramlar hakkında ek desteğe veya açıklamaya ihtiyaç duyan öğrenciler için yararlı olabilir.
3. Otomatik çalışma kılavuzları ve alıştırma problemleri: Chat GPT, eğitim materyallerini analiz etmek ve otomatik olarak çalışma kılavuzları veya alıştırma problemleri oluşturmak için kullanılabilir. Bu, öğretmenlere zaman kazandırabilir ve öğrencileri için öğrenme deneyimlerini daha kolay özelleştirmelerine olanak sağlayabilir.
4. Dil çevirisi: Chat GPT, eğitim materyallerini farklı dillere çevirebilen bir sohbet botu oluşturmak için kullanılabilir ve bu, ana dilleri olmayan bir dilde öğrenim gören öğrencilere yardımcı olabilir.
5. Sınıf tartışmaları: Chat GPT, öğrencilerin tartışması için istemler veya sorular oluşturarak sınıf tartışmalarını kolaylaştırmak için kullanılabilir. Bu, öğrencilerin eleştirel düşünme ve iletişim becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir.
Chat GPT bu önerileri sıralarken son cümlesi şu oldu:
“Chat GPT ya da diğer dil işleme araçlarının eğitimde kullanılabileceği yollar yalnızca eğitimcilerin hayal gücü ile sınırlıdır. Öğrencilerin öğrenmesini ve katılımını desteklemek için bu araçları öğretim uygulamalarına en iyi şekilde nasıl dahil edeceklerini belirlemek öğretmenlere kalmıştır.”
Bu cevaplar benim şu sonuca ulaşmamı sağladı: Teknolojik gelişmeler ne olursa olsun öğretmenlik bir bilim olduğu kadar bir sanattır da. Öğretmen olmak, alanına hakim olmayı, o alandaki akademik bilgi ve beceriyi öğretme ve öğrenme pratiklerini ve teorilerini bilmeyi, uygulayabilmeyi, güncel yaklaşımları ve teknolojileri takip etmeyi ve sürekli öğrenmeyi gerektirir. Benzer şekilde Chat GPT iyi bir öğretmeni şöyle tanımlıyor: “İyi bir öğretmen bilgili, ilgi çekici, uyarlanabilir, sabırlı, adil ve iyi iletişim becerilerine sahiptir. Öğrencilerini etkili bir şekilde destekleyebilir, eğitebilir ve tam potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olabilir.” Bunları yapabilmek için öğretmen, bir sanatçı edasıyla tüm enstrümanlarını en etkili şekilde kullanır ve öğrencisini önemseyerek gönlüne dokunur.
Bir yandan da pedagojik formasyon seçmeli dersi ile yetişen öğretmenlerin bu özelliklere nasıl sahip olacağını düşünüp duruyorum 30 Aralık’taki açıklamalardan bu yana. Devlet okullarının vasatlaştırıldığı, özel okulların içinin boşaltıldığı ve itibarsızlaştırıldığı, nitelikli öğretmenlerin ekonomik kaygılar nedeniyle mantar gibi biten dershane ve kurs merkezlerine sürüldükleri, velilerin denetimsiz bu “eğitim yuvacıklarına?” bir servet harcadıkları, seçmeli derslerle “öğretmen” olunduğu bir dönemde yetişen yeni nesil için üzülmeden duramıyorum.
Üzülmenin faydası yok elbette, mücadeleye devam. Çünkü öğretmen olmak biraz da romantik bir “umutlu düşünen” olmak. Kim bilir? Belki de Chat GPT’den çok daha “disruptive” (yıkıcı) bir teknoloji ile yollarımız kesişecek ve yukarıda saydığım olumsuzluklar anlamsız olacak.
2 comments
Eğitimde bilişim teknolojileri ile bu kadar yoğun uğraşan bir liderin, tüm analitik değerlendirmelerin ötesinde “öğrencinin gönlüne dokunmak” sonucunu vurgulaması, bunu yapacak olanın “sanatçı” gibi çalışan öğretmenler olabileceğini vurgulaması çok etkileyici Burcu hocam.
Elinize sağlık.
Hocam yazınız beni çok heyecanlandırdı. “Teknolojik gelişmeler ne olursa olsun öğretmenlik bir bilim olduğu kadar bir sanattır da. ” harika bir sonuç. Okul liderlerine pedagojik formasyon konusunda çok iş düşecek. Okullar veya kurumlar sistematik bir süreci planlamalıdır. Hadi anlattım şimdi yap, yerine mentör veya koçların mesleki gelişime dahil olduğu bir ortam hazırlanmalıdır.
Elinize sağlık. Teşekkürler.